Türkiye ’de demokrasi, kandırmaca üstüne kurulmuş Halk kendi yöneticilerini seçmez; partilerin yönetimindeki azınlığın seçtikleri arasında bir tercih yapar.
Lider ve yönetim kadrosu oluşturulmuş değil ele geçirilmiş olan siyasi partilerimiz var; ülke sorunlarını tespit eden ve çözüm üreten fikir kurumları değil, iktidarı ele gecirdiklerinde devlet mevki, makam, güç ve imkânlarının paylaşıldığı kurtlar sofrasına dönüyor
Fikir uretecek ureten yeni üyeler kazanmak yerine, kendilerine katılımı kısıtlayan siyasi partiler, hazine parasına, güçten pay almak isteyen adayların resmi, gayrıresmi katkılarına meylederler. Halkin parasıyla halka hizmeti Bir lütuf gibi gosterirler ama her daim halk inim inim inler
Bununla bitmez parti yönetimi ön secim gibi demokratik bir yol olan aday belirleme yönteminide işletmez parti tabanları, liderler ve merkez yönetiminin kapalı kapılar ardında binbir pazarlık, entrika ve dayatmalarla oluşturduğu listelere oy vermeye zorlanır. Parti lider ve merkez yönetimi aday listelerini oluşturur; aday listesi oluşturulduğunda merkez yönetimi belirlenmiş olur.
“Kısır döngüye dönen bu anlayış siyasi parti lider ve merkez yönetimleri, milletvekili ve belediye seçimlerinde yarışacak adayları da kapalı kapılar ardında oluşturdukları listelerle belirleyerek halkın seçimine değil tercihine sunarlar.
Yani halk seçim yapmaz; siyasi partilerin önlerine sunduğu listelerden birisini tercih eder. Yani dayatmayla kamu gücünü böylece ele geçirenler, hesap da vermezler.
Tek hesapları sonraki seçimleri nasıl kazanacakları üzerinedir; halkı kandırmanın hesapları yapılır. Kendileri hesap vermediği gibi
en üst amiri oldukları kamu görevlilerinin hesap verip vermeyeceğine de onlar karar verirler; suç işlenmiş olsa bile! Kamu görevlileri siyasilerin isteğine uyarsa hiç hesap vermeyebilir; yerine getirmezse mahkemelerde süründürüle bilir. Bu igrenc oyunun baş aktörü olan hesapvermez siyasiler, yasama ve yürütme gücünü ele geçirdiklerinde, yargı gücünü de ele geçirirler. Yargıyı göbeğinden bağımlı
hale getirmeleri yetmez; içlerinden biri kazara hesap vermek durumunda kalırsa diye yargının elini kolunu da bağlarlar.
***
Önümüzdeki yerel seçimde şehrimizi, mahallemizi ve köyümüzü yönetmesi için kişiler seçeceğiz. Bu kişileri ne kadar tanıyoruz? Bu kişiler bizlerin ve bölgemizin sorunları sıkıntılarını ihtiyaçlarını ve taleplerini ne kadar biliyor? ve ne kadar önemsiyor?
Bu konunun ne kadar önemli olduğunu; alamadığımız hizmet, çözülmeyen sorunlarımız, giderilmeyen sıkıntılarımız ve ihtiyaçlarımız gösterecektir. Ama seçildiklerinde beş yıl orada kalacaklar. İstifasını istesek, etmez. Azledemezsin. Görevini layıkıyla yapmiyor diye bir şikayet mercii yok şikayet edesin...
İşte siyasi sistemimiz bu.