‘’Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, Özgürüm!’’
Kazancakis’in en bilindik eseri olan Zorba, bilginin diyalektiğini okura en duru yollardan anlatan, olanı olduğu gibi öylece bırakıp ihtiyacı olanın gelip almasını bekleyen, klasikleşmeye en yakın batılı eserlerden birisidir.
Zorba, rastgele yolları kesişen ve bir amaç uğruna yollara düşen iki ‘dostun’ hikayesine yer vermektedir. Bu hikaye tabi ki sadece iki kişi arasında kalmaz ve uğradıkları kasabadaki halkın arasına karışıp kendilerini kabul ettirmelerini de ele alır. Bu öylesine naif bir şekilde işlenmiştir ki, karakterlerin duygusal çöküntüleri ve coşkuları bizzat okurun iç dünyasında hissedilmektedir.
Zorba ismiyle anılan Aleksi, bir işçi olarak görülse de, onu daha çok bir akıl hocası olarak düşünmek yanlış olmayacaktır. Kitapta ismi geçmeyen sadece Patron olarak anlatılan diğer karakterimizin Zorba’yı bu kadar merkeze almasının sebeplerinden birisi de bu akıl hocalığının ışıltısını gördüğü Buddha tezahürüdür. Zorba bir zamanlar dağlarda savaşmış, çeşitli bağlarla kendisini bir yere inandırmış olsa da, edindiği tecrübeler hayatın içerisinden geçerken sadece anı yaşamayı öğrenmiş ve bunu kendisine pusula etmiş bir akıl hocası olarak Patron’un yaşamında yer etmiştir. Akıl hocası tabiri kesinlikle abartı kaçmayacaktır zira okuldan ve kitaplardan öğrendiklerini hayata aktarmaya çalışan Patron için Zorba, Hayatın ta kendisinden öğrendiklerini ona koşulsuz şartsız sunan bir kaynak konumundadır.
Patron’un sürekli cebinde taşıdığı Dante’nin İlahi Komedya üçlemesinden olan Cehennem kitabı, Patron’un yaşamına yön veren, onu sürekli olarak yolda tutmaya devam eden yapıtlardan birisi olarak önümüze çıkmaktadır. Burada Cehennem kitabının referans verilmesi tabi ki rastlantısal bir durum değildir. - Dante’ye ayrı bir paragraf açmamız gerekliliği olsa da, onu daha sonraki çalışmalarda görebilirsiniz. – Cehennem’in çemberleri içerisinde çırpınan Patron’un bu çemberleri açma süreci Zorba’nın ona aktardıkları ile paralel ilerlemektedir. Bu açıdan da Zorba, Benliğimizde örülen çemberleri aralama hususunda okura yol göstermektedir.
Zorba’nın en önem verdiği konu Özgürlük meselesidir. Anı yaşamanın kişiye verdiği hazzı sürekli ve detaylı olarak bambaşka olaylarla anlatır ve her defasında da kendi özgürlüğünün bir imgelemi olarak santurunu göz önüne getirir. Santur dahi, kendisi isterse ses vermektedir. Zorba’nın bir arada olduğu her şeyin çıkış noktası özgürlüktür.
Nikos Kazancakis’in Dünya Edebiyatına evrensel boyutta bir armağanı olan Zorba, İnsanın, en yalın biçimde anlatıldığı kitaplardan birisidir. Bu da onu ayrıca değerli ve okunması gereken bir kitap haline getirmektedir. Özellikle, Özgürlüğü bir yaşam tarzı haline getirmiş veya hayatın temel felsefesini özgürlük mücadelesi olarak yorumlayan okurlar için zihinlerinin derinlerinde yer edeceği su götürmez bir gerçektir.
Başlarken belirttiğim gibi, ‘’Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm!’’ Nikos Kazancakis’in mezar taşında yazan bu cümle, onun hayatı yorumlama şeklinin ne kadar başarılı ve evrensel boyutta olduğunu göstermektedir.
Can Yayınları - 335 syf.