Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz. Ama aynı zamanda insanların hakları üzerine de konuşmalıyız. Diğerleri lüks otomobillere binebilsin şaşalı yaşamları devam etsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda?
Dünya da 26 kişi dünya nüfusunun yarısının ekonomik zenginliğine sahip. Diğerleri 70 yıl yaşasın diye neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda? Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazıları berbat bir şekilde yoksul olmak zorunda?
Bugün çocuklarımıza marka diye aldığımız spor ayakkabılarını güç koşullarda boğaz tokluğuna üreten Uzakdoğu ülke çocukları. Kot taşlama atölyelerinde ciğerleri parçalanan insanlar.
Afrika ‘da temiz içme suyunu bilmeyen insanlar varken,Suudi Arabistan’a komşu Yemen’de çocuklar açlıktan ölüyorsa (2018 yılında 2 milyon kişinin hacca gidip 2 milyon kurban kesiliyorsa)insanların haklarını bir kez daha düşünmemiz gerekiyor.
Savaşlar insanlara sonradan öğretilen doğuştan sahip olunmayan bir kavramdır. Buraya savaşların maliyetini ölü ,yaralı sayılarını sıralayıp içinizi karartmak istemiyorum. Sadece son beşbin yılda savaşlarda üç milyar insanın öldüğünü söylesek sanırım yeterli olacaktır. Yazımı ulu önderimiz Atatürk’ün bir sözü ile bitiriyorum. “Yurtta sulh,dünyada sulh”