Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), YSK'nın Türkiye'nin 94 yıllık yönetim sisteminin değiştirildiği referandum sırasında mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılmasına ilişkin kararını Seçim Kanunu'nun açık ihlali olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurarak, mühürsüz oy ve zarfların geçersiz sayılması ve sayımın yeniden yapılması talebinde bulundu. Ayrıca, YSK üyeleri hakkında Kurulların Tedbirlerine Riayetsizlik,Oy Verme Sonucuna Tesir Etme,Görevi Kötüye Kullanmaktan Ankara Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
İşte o açıklama:
Bizde seçimler bir oyundur. Ve ülkemizde seçim hileleri Vaka-ı Adiye’dendir.
Yani her seçimde en az % 3-5 oranında oy çalınır ve iktidar partisinin hanesine yazılır.
Diğer partilerin görevlilerinin sandık kurullarında bulunmasının bir önemi yoktur. Her seçimde bu hileler mutlaka ama mutlaka yaşanır.
Bu Referandumda ise bu hile bizzat Yüksek Seçim Kurulu (YSK) eliyle yapılmıştır.
Çünkü Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanı’nın üzerine aldığı görevler bitmemiştir. Bu nedenle, Halkımız ne kadar Hayır da dese bunlar iktidara mahkûmdur ve mutlaka sandıktan “galip” çıkmaları gerekir. Öyle de olmuştur. Şimdilik bir “pirus zaferi” kazandırılmıştır kendilerine.
Gerçeklikte Referandum’da Halkımızın büyük çoğunluğunun tercihi Hayır’dan yana olmuştur.
Bu hezimeti gördükleri için de hukuk tarihinde görülmemiş bir pervasızlıkla, AKP’li bir üyeye başvuru yaptırtılarak sandık kurulu mührü olmayan zarfların ve oy pusulalarının geçerliği olacağına dair YSK’na karar aldırtılmıştır.
Bu karar 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Yasasının Sandığın Açılması ve Zarfların Sayımını düzenleyen ve 98/4. maddesindeki; “üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan, … zarflar geçersiz sayılır.” hükmüne ve aynı yasanın Geçerli Olmayan Oy Pusulaları başlıklı 101/3. maddesindeki; “Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan” oy pusulalarının GEÇERSİZ olacağına dair hükme açıkça aykırıdır.
Dahası bu karar, Referandumun işleyişi ile ilgili YSK’nun bizzat kendisinin aldığı 15.02.2017 tarih ve 103 sayılı kararının da dolanılmasıdır.
Bu nedenle YSK, seçimlere hile karıştırmıştır.
YSK üyeleri bu fiilleri ile; 298 sayılı yasanın; 134’üncü maddesinde düzenlenen KURULLARIN TEDBİRLERİNE RİAYETSİZLİK suçunu, aynı yasanın 164’üncü maddesinde düzenlenen OY VERME SONUCUNA TESİR ETME suçunu, ve 138’inci maddede düzenlenen GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA suçunu işlemişlerdir.
YSK başkanı ve üyelerinin bu suçları nedeniyle haklarında soruşturma başlatılıp yargılanmaları ve 298 sayılı yasanın yollamasıyla TCK’nun 257’nci maddesine göre cezalandırılmaları ve bu madde uyarınca haklarında verilecek olan cezanın altıda birden üçte bire kadar artırılarak hükmolunması için Halkçı Avukatlar tarafından bugün (17.04.2017) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na Suç Duyurusunda bulunulmuştur.
Artık yolun sonuna geldiklerini kendileri de çok iyi biliyorlar. Bundandır yüzleri kızarmadan, pervasızca hile yapmaları. Kendilerinin % 60- 65 hatta %70 oranında kazanırız dedikleri Referandumu kaybetmişlerdir. YSK eliyle “Evet” çıkartılmasının bir önemi yoktur. Referandumun gerçek sonucu Hayır’dır. Bunu kendileri de çok iyi bilmekteler. Artık hile ve hurda ile uzatmaları oynamaktalar. Zira Eşbaşkanı oldukları BOP’un ülkemizi ilgilendiren projelerinin tamamlama görevleri bitmemiştir. İşleri bitince de savrulup atılacaklar.
Ülkemizin bu zor ve karanlık günlerinde zulme karşı korkusuzca mücadele eden HKP; bu zalimler iktidarına hesap soracak biricik güçtür. Halkımızı; yılgınlığa, umutsuzluğa kapılmadan Demokratik Halk İktidarı mücadelesine omuz vermeye ve haksızlıklardan hesap sormaya çağırıyoruz. 17/04/2017
Sağolasın HKP yüreğimi ateşlere attın.Gerçek Önderlik,yurtseverlik ve halkseverlik bu olsa gerek.Yiğitliğinize şapka çıkartıyorum.