Yaşanan mutluluklarla, kırık dökük anılarla bir yılı daha geride bıraktık. Kalan ömrümüzün bilinmezliklerine doğru yol alırken yeniden umutlara, hayallere sarılıyoruz. Eskimiş bir yıllık sayfadaki önemli olaylar tarihe, belleklerimize not düşmek üzere arşive kaldırılırken, daha güzel şeyler yazmak üzere yeni bir sayfa açılıyor her birimizin önünde. Gelecek yeni bir yıla kadar neler yazılacak bilinmiyor bu yeni sayfaya. Dünyada, ülkede neler yaşanacak, bizlerin yaşamında ne gibi değişiklikler olacak meçhul. Sadece el yordamıyla planlar, düşler kurup yola devam ediyoruz kaldığımız yerden.
Her yeni yıl aynı zamanda yaşama, kaybedilenlere, kazanılanlara dair muhasebelerin yapılma anıdır. Bireysel olarak herkesin muhasebe defterinde yazılanlar, yapılan muhasebeler, kârlar, zararlar farklıdır, kendine özgüdür.
Toplumsal olanlar, ortak yaşam alanlarımıza girenler ise hepimizin sorunu, derdi, kaygısıdır. Bir araya gelerek, konuşarak, tartışarak, yardımlaşarak, mücadelesini vererek daha mutlu yeni yıllara yürüyebiliriz.
Geride bıraktığımız 2017 yılında neler yaşadık, neler gördük, neler duyduk ?
Dünya nereye gidiyordu, biz nereye vardık ?
Nelere üzüldük, nelere sevindik ?
Neleri kazandık, neler kaybettik ?
Topyekûn bir muhasebesi elbette yapılmalıdır.
İdeolojiler, inançlar, duygular,hayaller, bireysel çıkarlar farklıdır. Her biri ayrı ayrı değerdedir. Bir kenara atarak ortak paydalar oluşturmak kolay değildir. Gerçekçi de değildir. Ancak; ideolojilerin, inançların, duyguların, hayallerin, bireysel çıkarların peşinde sürüklenerek de ‘ daha iyi bir dünya ‘ kuramayız. Farklılıklarımız büyük bir zenginlik kaynağıdır. Gelişmenin, daha iyiyi bulmanın, daha çok üretmenin, daha mutlu olmanın dinamik gücüdür. Ne var ki; dikkat edilmezse, farkına varılmazsa, gafletin, aymazlığın, açgözlülüğün tuzağına düşülürse, farklılıklar her birimizin diğerine çevireceği birer cehennem silahına, zehirli oklara dönüşür.
Geride bıraktığımız yılın (yılların) toplumsal muhasebesini yaparken bu gerçeği gözden uzak tutmamak gerekir.
Geçtiğimiz yıl boyunca da öncekiler gibi terör acımasızca her yerde varlığını sürdürmeye devam etti. Terörün yakıp yıktıkları ne yazık ki en çok bölgemizi ve ülkemizi etkiledi. Canlar yandı, ocaklar söndü, acılar yaşandı. Terörün kaynağını tam olarak algılamaktan çoğunluğumuz uzak kaldı. Dışarıdan ve içeriden terörü destekleyenleri doğru teşhis edebilmek için gerekli sağduyuyu, cesareti gösterip sorunlarla yüzleşemediğimiz, özeleştiri yapamadığımız, hesap soramadığımız için bir yol kat edemedik. Bu konudaki kısır tartışmalardan, kördöğüşünden, şahsi çıkarların esaretinden kurtulamadık. Oysa sorun ve çözüm yolu çok basit. Terör küreseldir, küresel dünya düzeninin bir ürünüdür. Çözüm yolu ise demokratikleşmeden, toplumsal birlikten geçer. Farklılıkları kışkırtarak, toplumu ayrıştırarak, adalet ve hukuku hiçe sayarak, bir kesimi diğerine düşman ederek iktidarda kalma siyasetiyle terör çözülemez.
Her türlü pembe tablolara rağmen ekonomide iyi bir yıl yaşayamadık. Borçlanarak, satarak, yabancı sermayeyi ortak ederek yaptıklarımızı sayıp dökmekten başka bir senaryo yaratamadık. Dünyadaki refah, gelir dağılımı, kalkınma, başarı tablolarını önümüze koyup, kıyaslamalı bir mutluluk öyküsü yazamadık.
Siyasette; önceki yıllara kıyasla daha çok kavga ederek, daha çok küfür, hakaret dili kullanarak, daha çok ayrıştırılarak, bölündük, parçalandık, dağıtıldık, dört bir yana savrulduk. İntikam alma, yok etme savaşlarına giriştik.
Yaşadığımız siyasi depremlerin ardından dağılan devlet organlarının onarımı, daha demokratik, daha bağımsız ve tarafsız bir yapıya kavuşturulması gibi önemli ve yaşamsal bir görev ortada dururken, daha çok kaosa saplandığımız bir bilinmezliğe doğru yürüdük, yürüyoruz.
Bireysel çıkarların güdümünde ve algı operasyonlarının esareti altında yaşamaktan rahatsız olmayanların sayısı daha da çoğaldı. Toplumsal ve insani değerlerimiz daha çok yıprandı. Tekdüze, birbirinin kopyası olan, toplumsal ideallerden gittikçe uzaklaşan, yalnızca kendini kurtarma peşinde koşan nesiller filizlendi. Yakın gelecekte ülkenin kaderini ellerine bırakacağımız nesiller. Yarattığımız bu eser hepimizin.
Daha fazla ayrıntıya girmeden özetlersek; sorunlarımızın artarak katlandığı fırtınalı bir yıl geçirdik.
Daha iyi seneler; gerçekleri, sorunları daha doğru teşhis edip çözümler üretmekten, vazgeçemeyeceğimiz insani değerlerimize sahip çıkmaktan geçiyor.
Eğri bakarak doğru algılama, kavrama olanağı yoktur.
Yeni yılın mutluluk, barış, huzur getirmesi dileğiyle…