Meltem Yılmaz/Birgün - 4 milyon 200 binin üzerindeki nüfusuyla Türkiye’nin en kalabalık üçüncü kenti olan İzmir’de referandum sonuçlarının “hayır”ı gösterecek olması sürpriz değil. Ancak “Hayır” oranının ne civarda olacağı, kentte bugünlerde en önemli tartışma konularından biri.
İzmir, hükümet ile yerel yönetim arasındaki siyasi çekişme nedeniyle kimi kentsel sorunlar eşliğinde referanduma gidiyor. İktidar partisinin “gavur İzmir” anlayışı, kentin özellikle mimari ve altyapı alanlarında çeşitli güçlükler yaşamasına neden oluyor. Zira bugün iki İzmir’den söz etmek mümkün. Bir tarafta Konak, Alsancak, Karşıyaka, Göztepe gibi gelişmiş semtler, diğer tarafta plansız yapılaşmanın, gecekonduların, dökülen evlerin ve sokakların doldurduğu, enkaza dönmüş bir İzmir. Pek çok ev, kentsel dönüşüm nedeniyle boşaltılmış ve öylece bırakılmış. Dahası, fabrikalar ve kamu binaları da terk edilmiş olarak duruyor. Özelleştirilememiş, muhtemelen davalık olan bu hayalet binalara kentin hemen her yerinde rastlamak mümkün. İzmir’in altyapı sorunu da, benzer şekilde, iktidar partisinin kenti cezalandırma biçimi. Anadolu’da en küçük kasabalara yapılan altyapı hizmeti İzmir’e yapılmıyor. Yanı sıra, Suriyeli sığınmacıların burayı ucuz, sıcak ve Avrupa’ya çıkış kapısı olarak görmesine bağlı olarak büyüyen göç olgusu ile Körfez’in hâlâ temizlenmemiş olmasının yarattığı çevre kirliliği de, İzmir’in en önemli sorunları arasında yer alıyor.
Yüzde 60-70 hayır
Genel görüşe göre, İzmir’den referandumda yüzde 60- 70 oranında hayır çıkacak. Dahası, “Hayır” diyen yurttaşlar, hayır oyunu mümkün olduğunca yükseltmek için bunun partiler üstü bir referandum olduğuna “evet”çileri ikna etmek için çalışıyorlar. Zira “evet”çilerin de, paketin içeriğini öğrenmeleri halinde “hayır”a kayacağına inanıyorlar. Öyle de oluyor, pazarda gezdiğimiz sırada, “evet” diyen yurttaşlar, bize neden “hayır” denildiğini soruyor. Yurttaşlar, söz konusu nedenlerin teknik ifadelerle değil, açıklayıcı bir dille anlatılmasını istiyorlar. Öte yandan AKP’nin anayasa değişiklik paketinin içeriğine değinmemesi de, her yerde olduğu gibi, İzmir’deki AKP seçmeninden de bir bölümünü kararsızlığa sürüklüyor.
MHP’liler ağırlıklı olarak ‘Hayır’ diyor
Kentteki MHP seçmeninin ise ağırlıklı olarak “hayır” diyeceği konusunda bir görüş birliği hâkim. Söz konusu “Hayır”cılar, “başkanlık gelirse terör son bulur” söylemine tepkili. Nazmi Çetin adlı yurttaş, “Hükümet, hayır’cılara yüklenirken Kandil’in ve FETÖ’nün propagandasını yapıyor. Demek ki bu terör örgütlerini, toplumun yarısını etkileyecek güçte görüyorlar. AKP, Hayır’cılara terörist derken, bugüne kadar yaşadığı zayıflığı açıkça itiraf ediyor” ifadelerini kullanıyor.
Göç, kenti değiştirdi
İzmirliler, kentin son yıllarda aldığı yoğun göçün, dengeleri değiştirdiğini de belirtiyor. Sezai Yıldız adlı yurttaş, “Göç, İzmir’in yapısını değiştirdi, demokrat bir şehir olma özelliği zarar gördü, bu nedenle buradan çıkacak hayır oylarının çok da yüksek olacağına da pek güvenmemek lazım” ifadelerini kullanıyor. Dahası, yerel yönetimin yaşadığı sıkıntılar AKP lehine bir durum olarak değerlendiriliyor. Zira referandum aracılığıyla yerel yönetime bir mesaj göndermek isteyenlerin sayısı da az değil.
“Hayır” diyecek olanlar, Anayasa’nın değişmesi halinde Türkiye’nin kaosa sürükleneceğinden endişeli. “Halkın bilgilendirilmediği bir paketten iyi bir şey beklenemez, Türkiye, tek adamın yönetim anlayışına uygun değil” görüşüne, halkın özgür iradesiyle seçimlere gitmediği gözlemleri de eklenmiş olması, bu endişeyi artıyor. Dahası, söz konusu tedirginlik, İzmir özelinde değerlendirildiğinde yalnızca “Hayır”cılarda değil, “Evet”çiler arasında da giderek yayılıyor. Öte yandan, “Hayır” oyu vereceğini söyleyen kimi yurttaşlar, söz konusu paketin içeriği Türkiye’nin yararına olsaydı, partiye bakmadan evet diyecek olduklarını da belirtiyorlar.
İzmir’de hükümete en tepkili yerlerden biri de Kemeraltı. Zira buradaki esnaf, dayanma gücünün kalmadığını ifade ediyor. Özellikle kiracılar, vergilerini dahi ödeyemeyecek duruma geldiklerini belirtiyor. Yeme, içme ağırlıklı dükkanların oluşturduğu bölgede birçok esnaf son 2 yıldır fiyat artırmadığını anlatıyor. Burada her ay ortalama 30- 40 dükkanın kapandığı, yerlerine yenileri açılsa da onların da ayakta duramadığı belirtiliyor. “Yeni Anayasa ekonomiyi düzeltecek” iddiaları ise kesinlikle inandırıcı bulunmuyor. Bir esnaf, “Kemeraltı, Fethullah Gülen’in kalesidir. Burada birçok kişi evet diyor. Çünkü onlar mülk sahibi ve mevcut kazanımlarını kaybetmemek için istikrarın sürmesi gerektiği inancındalar” ifadelerini kullanıyor.
Hile endişesi
İzmir Narlıdere’deki esnaf ise “AKP ne yapar ne eder, son anda kazanır” düşüncesinden kaygılı. Diğer yandan buradaki esnaf, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandum çalışmaları kapsamındaki tutumunu da olumlu buluyor. Buradaki esnaf, diğer illerin aksine, İzmir halkının referanduma ilişkin farkındalığının yüksek olduğunu söylüyor. Kimileri de, başta ekonomi olmak üzere, Türkiye’nin çok sayıda kanayan yarası varken, referandum yapılmasının yeri ve zamanı olmadığı görüşünü dile getiriyor. Burada “Hayır”cılar arasında en yaygın soru, “Erdoğan, şu an ne istiyor da yapamıyor?” sorusu. Bu kişilere göre, “Bugün çıkmaza giren bir AKP var ve bu referandum sonun başlangıcı.” FETÖ’den dolayı görevlerinden el çektirilen insan sayısı da, İzmir’de azımsanmayacak kadar fazla. Bu nedenle, bu kişilerin aileleri ve yakın çevreleri de büyük bir tedirginlik içerisinde.
AKP’li patronların yüzde 10’u “Hayır”cı
İzmir’in iş dünyası, AKP’ye oy verenler arasında yüzde 10’luk liberal bir kitlenin olduğunu, bu kişilerin referandumda hayır oyu vereceğini söylüyor. AKP’li bir işadamı, fabrikasında çalışan işçilerin geçen seçimlerde yüzde 90 oranında AKP’ye oy verdiğini, ancak bu referandumda oranın yüzde 60’a düştüğünü gözlemlediğini belirtiyor. Öte yandan, AKP içinde bir çözülme olduğunu da söyleyen işadamı, “bugün AKP’nin oyu yüzde 40’ın altında” ifadelerini kullanıyor.
AKP’lilerin üzerinde Saadet’in etkisi var
Benzer şekilde, Halkapınar’da limanda çalışan Saadettin Murat adlı yurttaş, çalıştığı bölgenin muhafazakâr bir yapıda olduğuna dikkat çekerek, “bugün AKP’liler arasında da, muhafazakâr Kürtler arasında da çok sayıda “Hayır”cı olduğunu gözlemliyorum” ifadelerini kullanıyor. AKP’nin “Hayır”cılarını tetikleyen en önemli unsurun, ülkenin eyaletlere bölünme korkusu olduğunu anlatan Murat, AKP’lilerin bir kısmının da Saadet Partisi’nin etkisiyle “Hayır” dediğine dikkat çekiyor. “Evet” diyenlerin ise diktatörlük endişesinden rahatsızlık duymadıklarını belirten Murat, “Evet diyenler de ekonominin düzeleceğine, terörün biteceğine inanmıyor. Sadece Tayyip Erdoğan’a olan inançları gereği bu oyu veriyorlar. Eğer tartışma Erdoğan üzerinden yürütülürse tepki veriyor, savunmaya geçiyorlar” ifadelerini kullanıyor. “Hayır” diyen MHP’lilerde ise kendilerinin ve çocuklarının geleceğine yönelik duydukları kaygının baskın geldiğini, çevresindeki HDP’lilerin ise Binali Yıdırım’ın bozkurt işaretini unutmadığını, Türkiye siyasetinden bir beklentilerinin kalmadığını belirtiyor.
İzmir’de “evet” oylarının çıkacağı mahallelerden biri olan Karabağlar da Suriyelilerin yanı sıra tarikat ve cemaatlerin yaygın olduğu bir yer. Buradaki yurttaşlar, anket çalışması yapmaya gelenlerle konuşmaktan dahi korkuyor. Türkiye’nin birçok mahallesinde olduğu gibi, burada da muhtarlar üzerinden evet propagandası yapıldığı belirtiliyor…