Gazetemiz, Kemalpaşa yerelinin sorunlarını tespit, bu sorunların üzerine gitme ve Kemalpaşa halkının sesini duyurmak politikası doğrultusun da kurulup yayın hayatına başlamıştır. Başarılır dilerim. Biz de Kemalpaşa özeline ait sorunların,ülke genelinin sorunlarından ayrılamayacağı bilinciyle ülke genelinde ki sorunları yazılarımıza yansıtıp yayın politikamızı desteklemeye çalışacağız. Örneğin mazot tarımsal faaliyet içindeki insanlarımızın en önemli maddesidir. Ürün fiyatı mazotun litresi üzerinden hesaplanır.Bu durum üretimden parekende satışa kadar temel belirleyicidir. Ülkede mazotun beş liranın üzerinde olması Kemalpaşa'daki köylünün sorunu olduğu kadar ülke halkının da tümünün sorunudur. Bu örnekten hareketle ülkemizin ekonomik politikalarını belirleyen hükümet tabii ki eleştirilerimizin odak noktası olacaktır. Peki nedir bugün ülkemizi onaltı yıldır tek başına yöneten hükümetin ekonomik politikaları... Anlayabildiğimiz kadarıyla üretim ekonomisi yerine, ithalat ağırlıklı politikalar izlemek. Ülkemizde iki uygulama inclendiğinde neler yapıldığı ve sonuçlarının Kemalpaşa yansımaları görülecektir. Birincisi dışardan sağlanan sıcak paraların bankalar aracılığıyla özellikle inşaat sektörüne ucuz kredi olarak pazarlanması. Bu sıcak para halkı kazancının çok üstünde kredi borçlarına gömerken, kısa vadede bolluk yaratmıştı. Hükümet ise bu ucuz kredileri yandaş mütahitlerine ihaleler yolu ile aktararak yol, stad. köprü, konut vs yaptırarak kendi sermaye gurubunu yaratmıştır. Son durum taşa toprağa yatan bu kredilerle halk batakta,yandaşlar zenginliğin zirvesindedir. İkinci göze batan durum ise Türkiye dünyada tarımsal üretimde kendine yeten yedi ülkeden biri iken hükümetin ithal ağırlıklı politikaları nedeniyle arpa dan buğdaya... Samandan ete kadar dışarıya bağlı duruma gelmiştir... Peki bu ithalat politikasının getirisi ve götürüsü nedir? Kar, zarar edeni kimlerdir diye baktığımız da kar eden kesinlikle hükümettir. Çünkü ithal edilen her maddenin vergisini gümrükte peşin olarak alır. Zarar edeni halktır çünkü ülkede işsizlik had safhaya ulaşır. Yani kasası yüklü bir hükümet ile cepleri boş halk kitlesi ortaya çıkar. Ben bu politikalar sonucu Kemalpaşada da çifçinin sıkıntılı, işsizin çok, kredi borçlusunun bol olduğunu düşünüyorum. Ve epeydir o bölgeye uğramadığım halde çok sayıda binanın dikildiğini tahmin ediyorum... Kısaca Türkiye neyse Kemalpaşa odur...