Kılıçdaroğlu’nun ADALET yürüyüşü, her geçen gün artan bir ilgi ve destekle birlikte İstanbul’a doğru devam ediyor.
“Adalet ve Hukuk “ talebi, vatandaşın temsilcisi olarak en başta siyasi partilerin, siyasetçilerin hem en doğal hakkı, hem de en temel görevidir. Demokrasinin de gereğidir. Yeter ki şiddet ve zorbalık olmasın.
Yürüyüşler, provake edilmediği sürece de aynı olgun tavır ve sağduyu ile devam edecektir.
Bu yürüyüş nereye ulaşır, sonuç ne olur ? Elbette ki önümüzdeki süreçte görülecektir.
Demokrasilerde yönetimlerden talep ve beklentiler yalnızca parlamentolarda dile getirilmez. Yalnızca parlamentoya endeksli hak arayışlarının çağdaş demokrasilerde yeri ve tanımı yoktur.
Bir demokrasi; siyasi partilerin merkez ve yerel teşkilatlarından başlayarak, sendikalara, derneklere, diğer meslek kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerine, üniversitelere ve çağdaş medya organlarına kadar uzanan oluşumlar, toplantı, gösteri ve yürüyüşlerle dile getirilen talepler sayesinde ayakta kalabilir.
İktidarın bu yürüyüşlerden hoşlanmaması, rahatsız olması, eleştirilere karşı kendini savunması ( hakaret, tehdit ve diğer yönetim erklerine baskı yapmamak kaydıyla ) son derece anlaşılır bir tutumdur.
Yine iktidar yanlısı medya organlarının aynı cephede yer alması işin doğası gereğidir.
Ne var ki; “ muhalefette gibi gözüken sağ ve sol partilerin “ ADALET yürüyüşlerine karşı tepki ve öfkesini toplum anlamakta zorlanıyor.
Muhalefetteki partilerin görevi, iktidar olmaktır. Bunun için de iktidardakilerin eksiklerini, yanlışlarını eleştirerek ( eleştirir gibi görünerek değil ) hem kamuoyu desteğini artırıp güçlenmek, hem de diğer muhalefet partileriyle dayanışma içinde bulunmaktır.
Muhalefetin önüne engeller koyarak, muhalefete medya ve sosyal medya üzerinden 24 saat saldırarak bu görev yerine getirilemez. Bu tavırlar, ancak “ başka gizli gündemleri ve görevleri “ çağrıştırır.
İktidara karşı yöneltilen her eleştiriyi FETÖ ve PKK yandaşlığına bağlamak, çok ucuz bir polemiktir. Bir sonuca da ulaştırmaz. Toplumun büyük bir çoğunluğu FETÖ ve PKK yandaşlığını öğrendi.
İktidar, yandaş medya, “ sağ “ ve ” sol “ muhalefet partileri elbirliği ve işbirliği ile “ MUHTEŞEM BİR DÖRTLÜ “ oluşturup bu görevi yerine getiriyorlar.
Hikayesi muhtelif ve uzun ama çok anlamlı olduğu için bir Atasözünü anımsatmadan geçmeyelim: YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRIRMIŞ.