Tartışmalı geçen 36. Kurultay’ın ardından Cumhuriyet Halk Partisi, 9-10 Mart tarihlerinde 19. Tüzük Kurultayı için toplanacak.
Tüzük kurultayı niçin yapılacak ?
Yeni tüzük değişikliklerine ihtiyaç var mı ?
Tüzük değişiklikleri için uygun zaman mı ?
Parti yönetiminin “ reform “ diye nitelendirdiği değişiklikleri içeren taslağın, parti içinde ve kamuoyunda bir heyecan yaratmadığı, yeni tartışmalara ve ayrışmalara yol açtığı görülüyor.
Genel merkezin “ baskın “ bir şekilde yaptığı tüzük kurultayı çağrısının, muhaliflerce toplanması düşünülen olağanüstü bir kurultayın önünü kesme amacı taşıdığı yönünde eleştiriler var.
Sadece eleştiriler değil, yapılmasına karar verilen tüzük değişiklikleri ile ilgili öneriler de var.
Muhaliflerce yapılan eleştiriler iki nedenle haklılık payı taşıyor.
Birincisi; görüldüğü kadarıyla, hazırlanan tüzük değişiklikleri taslağı, örgütün ve taraftarların “ iktidara götürecek bir demokratik yapılanma “ taleplerini karşılamaktan uzak. Zaten öngörülen değişiklikler, örgüt tarafından enine boyuna tartışılarak oluşturulmuş değil. Örgüt içindeki iktidarı koruyup pekiştirecek düzenlemelerden başka bir şey getirmiyor.
İkincisi; tüzük kurultayı için geç kalınmıştır. Yapılacak değişikliklerin bir kısmı yerel ve genel seçimlerde aday belirlenirken, diğerleri ise iki sene sonra yapılacak kongreler ve kurultay süreçlerinde hayata geçirilecektir.
Yani, belki de “Atı Alan Üsküdar’ı Geçtikten “ sonra.
Geçtiğimiz 36. Kurultay’dan önce yapılsaydı, örgüt yeni tüzüğe göre yapılan seçimlerle demokratik olarak yenilenmiş, güçlenmiş bir şekilde 2019 seçimlerine girecekti.
Demokratik bir tüzüğe ihtiyaç var, ama çok geç kalındı.
Parti içi muhalifler diyor ki !
Geç de olsa, olağanüstü bir kurultayın önünü kesmek için de olsa, madem tüzük kurultayı toplanacak, hiç değilse önerilerimize ve hazırlanan tüzük taslağı ile ilgili eleştirilerimize kulak verilsin.
Bekleyip göreceğiz.
Parti içi muhalefete mensup 48 CHP Milletvekili’nin yayınladığı ortak imzalı açıklama, bir yönüyle, genel ve yerel seçimlerde söz ve kararın parti üyelerinde olması gerektiğini vurgularken, diğer asıl önemli yönüyle de “ Demokratik bir Türkiye için, demokratik bir CHP’nin “ oluşturulması gereğini dile getiriyor.
Diğer partilerin tüzüğü ve iç işleyişleri daha mı demokratik ? diye sorulabilir.
Hayır, çok daha anti demokratik.
Ne var ki; Küresel rüzgârları hep arkasına alarak iktidar olmuş muhafazakâr sağ partilerin misyonu ile CHP’nin kaderi aynı değil.
CHP’yi iktidara götürecek olan yol; toplumun daha fazla özgürlük ve demokrasi, daha fazla aş, iş taleplerine, önüne konulan engelleri aşma başarısını gösterip öncülük edebilmesinden geçiyor.